fbpx
Yalnızlar Ordusu

Yalnızlar Ordusu

Ne güzel dengesi vardı her şeyin eskiden… Herkes birbiriyle paylaşabilirdi dertlerini. Anneler büyük annelerle, mahalleliler komşularla, çocuklar büyüklerle… İçli dışlıydı herkes. Çok uzak değil, televizyonda izlediğimiz Seksenler sıcaklığındaydı her şey. Omuz omuza giderdi tüm sıkıntılar. Rekabet yoktu her yerde, kıyasıya. Birimizin sıkıntısı, hepimizin olurdu. Şimdi yalnız masallarda kalan bu anlar, kızıma bile ütopik geliyor. Ne zaman, “Yavrum gel, konuşalım.” desem tabletinden kafayı kaldırıp “Of anne ne konuşacağız?” demesi beni ne kadar üzse de maalesef bu sadece benim başımdaki bir durum olmaktan çıktı. Giderek yalnızlaşan bireyler olduk. O kutuların içindeki sanal dünyalar aldı götürdü, birlikteliğin verdiği hazzı. O yüzden aynı evin içinde yaşayan yalnızlar ordusu oluştu. Geçen gün kızımla gittiğimiz yemekte, cep telefonuyla ilgilenmesin diye konuşma yaparken fark ettim ki restoranda, yaşlı-genç herkesin elinde cep telefonu var. Kimse birbiriyle konuşmuyor. Herkes telefonuyla iletişimde…

Bu yalnızlık hissini uzun yıllar önce yurt dışında yaşarken hissetmiştim. İlk gittiğimde insanların sürekli okuyor olması çok hoşuma gitmişti. Her yerde ellerinde bir gazete, bir kitap hemen okumaya başlıyorlardı. Sonraları anladım ki, kültürlerin getirdiği bir uzaklık içindelerdi birbirlerine. Yolda kimse birbirine selam vermiyor, metroda, trende “Merhaba” demiyordu. Sebepsiz, konuşmuyorlardı. Göz teması kurmaktan kaçınıyorlardı. Bakıyorlar ama seni görmüyorlardı. Kocaman bir kalabalık vardı. Ama bir o kadar da yalnızlık. Ondan kaçtıkları için kitaplara, dergilere sığınıyorlar, onlarla paylaşıyorlardı her şeyi. Yalnızlar ordusu olmuştu. Bayağı ilgimi çekmişti bu halleri. Yolda birisi ölse dönüp bakmayacak gibi bir halleri vardı. Okuduklarına baktığımda ya cinayet ya da seks haberlerini anlatan o tarz gazeteler veya kitaplardı. Benim Avrupa kültürüyle ilgili ilk hayal kırıklıklarım böyle oluşmuştu. Oysa ne çok imrenirdim onların bu kadar kültürlü olmalarına… Aynı şimdi kızımın Amerikan filmlerindeki Amerikan rüyasına inanması gibi…

Görüşlerinizi yazın.

Your email address will not be published.