Diyabet (Diabetes Mellitus) Nedir ?
Genellikle diyabet olarak bilinen “diabetes mellitus”, yüksek kan şekerine neden olan metabolik bir hastalıktır. İnsülin hormonu, şekeri depolanmak veya enerji için kullanılmak üzere hücrelerinize taşır. Şeker hastalığında vücudunuz ya yeterince insülin üretmez ya da yaptığı insülini etkili bir şekilde kullanamaz. Bu nedenle diyabetten tedavi edilmeyen yüksek kan şekeri sinirlerinize, gözlerinize, böbreklerinize ve diğer organlarınıza zarar verebilir.
Birkaç farklı türü vardır:
- Tip 1 Diyabet, otoimmün bir hastalıktır. Bağışıklık sistemi , insülinin yapıldığı pankreastaki hücrelere saldırır ve onları yok eder . Ama bu saldırıya neyin sebep olduğu belli değildir. Diyabetli kişilerin yaklaşık % 10’u bu türe sahiptir.
- Tip 2 Diyabet , vücudunuz insüline dirençli hale geldiğinde ve kanınızda şeker biriktiğinde ortaya çıkar.
- Prediyabet , kan şekeriniz normalden yüksek olduğunda ortaya çıkar. Ancak tip 2 diyabet teşhisi için yeterince yüksek değildir.
- Gebelik diyabeti, gebelikte yüksek kan şekeridir. Plasenta tarafından üretilen insülin bloke edici hormonlar bu tip diyabetlere neden olur.
“Diyabet insipidus” adı verilen nadir bir durum , benzer bir isme sahip olmasına rağmen diabetes mellitus ile ilgili değildir. Yalnız böbreklerinizin vücudunuzdan çok fazla sıvı çıkardığı farklı bir durumdur. Her diyabet türünün kendine özgü semptomları, nedenleri ve tedavileri bulunmaktadır.

Belirtileri
Semptomlar, kan şekerinin yükselmesinden kaynaklanır.
Genel belirtiler
Genel semptomlar şunları içerir:
- Artan açlık
- Artan susuzluk
- Kilo kaybı
- Sık idrara çıkma
- Bulanık görüş
- Aşırı yorgunluk
- İyileşmeyen yaralar
Diyabetin genel belirtilerinin yanı sıra, erkeklerde; cinsel istekte azalma, erektil disfonksiyon (ED) veya kötü kas gücü belirtileri göstermektedir.
Diyabetli kadınların idrar yolu enfeksiyonları, maya enfeksiyonları veya kuru, kaşıntılı cilt gibi belirtileri de olabilmektedir.
Tip 1 Diyabet
Tip 1 diyabetin semptomları:
- Aşırı açlık
- Artan susuzluk
- Kasıtsız kilo kaybı
- Sık idrara çıkma
- Bulanık görüş
- Yorgunluk
- Ruh hali değişiklikleri
Tip 2 Diyabet
Tip 2 diyabetin semptomları:
- Artış gösteren açlık
- Artan susuzluk
- İdrara çıkmada artış
- Bulanık görüş
- Yorgunluk
- Yavaş iyileşen yaralar
- Tekrarlayan enfeksiyonlar
Tekrarlayan enfeksiyonların nedeni, yüksek glikoz seviyelerinin vücudun iyileşmesini zorlaştırmasıdır.
Gestasyonel Diyabet
Gebelik diyabeti olan çoğu kadının herhangi bir semptomu yoktur. Fakat, durum genellikle 24. ve 28. gebelik haftaları arasında yapılan rutin bir kan şekeri testi veya oral glikoz tolerans testi sırasında tespit edilir.
Nadir durumlarda, gestasyonel diyabetli bir kadın da artan susama veya idrara çıkma yaşanabilmektedir.
Nedenleri
Her diyabet türü ile farklı nedenler ilişkilidir.
Tip 1 Diyabet
Doktorlar, tip 1 diyabete neyin sebep olduğunu tam olarak bilmiyorlar. Bazı nedenlerden dolayı, bağışıklık sistemi yanlışlıkla pankreastaki insülin üreten beta hücrelerine saldırır ve onları yok eder .
Bazı insanlarda genler rol oynayabilir. Bir virüsün bağışıklık sistemi saldırısını başlatması da mümkündür.
Tip 2 Diyabet
Tip 2 diyabet, genetik ve yaşam tarzı faktörlerinin bir kombinasyonundan kaynaklanır . Bununla birlikte fazla kilolu veya obez olmak da riskinizi artırmaktadır.
Genellikle bu durum ailelerde görülür. Çünkü aile üyelerinin, tip 2 diyabete yakalanma ve fazla kilolu olma olasılıkları genetik geçişli olabilmektedir.
Gestasyonel Diyabet
Gebelik diyabeti, hamilelikteki hormonal değişikliklerin bir sonucudur. Plasenta, hamile bir kadının hücrelerini insülinin etkilerine daha az duyarlı hale getiren hormonlar üretir. Bu, hamilelik sırasında yüksek kan şekerine neden olabilmektedir.
Bu nedenle hamile kaldıklarında fazla kilolu olan veya hamileliği sırasında çok fazla kilo alan kadınların, gebelik diyabetine yakalanma olasılığı daha yüksektir.
Diyabet Olma Riskinizi Artıran Faktörler
Tip 1 Diyabet
Çocuk veya gençseniz, bu duruma sahip bir ebeveyniniz veya kardeşiniz varsa veya hastalığa bağlı belirli genleri taşıyorsanız, tip 1 diyabet olma olasılığınız daha yüksektir .
Tip 2 Diyabet
Aşağıdaki durumlarda bu tip diyabette riskiniz artar:
- Fazla kilo,
- 45 yaş ve üstü olmak,
- Diyabetli olan bir ebeveyn veya kardeşe sahip olmak,
- Fiziksel olarak aktif olmamak,
- Gebelik diyabeti geçirmiş olmak,
- Prediyabet,
- Yüksek kan basıncı, yüksek kolesterol veya yüksek trigliserid,
Gestasyonel Diyabet
- Fazla kilo,
- 25 yaşın üzerinde olmak,
- Geçmiş bir hamilelik sırasında gebelik diyabeti olmak,
- Aile geçmişinde tip 2 diyabet,
- Polikistik över sendromu (PCOS)
Komplikasyonları
Yüksek kan şekeri vücudunuzdaki organlara ve dokulara zarar verir. Kan şekeriniz ne kadar yüksekse ve onunla ne kadar uzun yaşarsanız, komplikasyon riskiniz o kadar artar.
Diyabetle ilişkili komplikasyonlar :
- Kalp hastalığı, kalp krizi veya felç,
- Nöropati,
- Nefropati,
- Retinopati veya görme kaybı,
- İşitme kaybı,
- İyileşmeyen enfeksiyonlar veya yaralar,
- Bakteri veya mantar enfeksiyonları,
- Cilt rahatsızlıkları,
- Depresyon,
- Demans (Bunama),
Gestasyonel Diyabet
Kontrolsüz gebelik diyabeti hem anneyi hem de bebeği etkileyen sorunlara yol açabilir. Bebeği etkileyen komplikasyonlar :
- Erken doğum
- Doğumda normalden fazla kilo
- Tip 2 diyabet için artan risk
- Düşük kan şekeri
- Sarılık
- Ölü doğum
Anne, yüksek tansiyon veya tip 2 diyabet gibi komplikasyonlar geliştirebilir . Ayrıca , genellikle sezeryan olarak adlandırılan doğum gerekebilmektedir.
Diyabet Tedavisi
Kan şekeri seviyelerini korumak, diyabet yönetiminin bir parçasıdır. Yalnız doktorlar genellikle kan şekeri seviyelerini normal tutmak için insülin enjeksiyonları gibi geleneksel tedavileri hastalarına önerirler.
Geleneksel tıp tedavisinin yanında, diyabetli kişilerin tamamlayıcı tedavileri kullanması da, bu serüvenin ruhen ve bedenen daha iyi geçirilmesini amaçlar. Bu tamamlayıcı tedavilerde uygulanan terapiler sayesinde bedensel ve zihinsel bozukluklar ele alınmaktadır.
Diyabetli veya diğer kronik rahatsızlıkları olan kişilerde artan depresyon ve anksiyete riski vardır. Ayrıca artan stres, diyabetli kişilerin kan şekeri seviyelerini ve ilaçları yönetme yeteneklerini etkileyebilmektedir. Terapilerle birlikte geliştirilen zihin-vücut yaklaşımları, diyabetli kişilerin bu endişelerle başa çıkmasına yardımcı olacaktır.