Bölüm 1
22 yaşındaki Rüya’nın babası çok mutsuz ve endişeliydi. Geçen yıl karşılaştığımızda kızından bahsetmiş, ne kadar çaresiz durumda olduklarını, en iyi profesörlere gitmelerine rağmen bir çözüm bulamadıklarını anlatmıştı. Bu yıl da kötü geçmişti. Kızına ameliyat önerdiklerini ama çok riskli olduğu için yaptırmak istemediğini söyledi. Prensip olarak bana tedaviye gelmeyen kişilere yardım teklif etmeyi sevmem. Bu, hekimliğe ilk başladığım yıllarda bir doktor büyüğümün öğüdüydü. Bana “Hastaların senden yardım istemesine fırsat ver. İstenmeden verilen yardım tedaviyi zayıflatır.” demişti. Ben de yıllar içinde bunun doğruluğunu defalarca test etmiştim. Ancak baba “Yanlış mı yapıyorum, kızımı ameliyat ettirse miydim?” diye sorduğunda artık bana hareket alanı açılmıştı. Babaya kızını görmek istediğimi,bir de benim değerlendirebileceğimi, kendisiyle konuşmadan sağlıklı bir cevap vermemin doğru olmadığını anlattım. Yaptığım iş hakkında bilgisi yoktu. Önce tedirgin oldu, dört yıldır profesörlere bile gitmiş ama bir sonuç alamamıştı. Ona kızına zarar verecek bir işlem yapmayacağımı sadece konuşma şeklinde terapi yaptığımı anlatınca gönülsüzce de olsa ikna oldu. Randevulaştık, kızının gelirken tüm tetkiklerini yanında getirmesini rica ettim ve ayrıldık.kızının gelirken tüm tetkiklerini yanında getirmesini rica ettim ve ayrıldık.kızının gelirken tüm tetkiklerini yanında getirmesini rica ettim ve ayrıldık.
Ağrı
22 yaşındaki Rüya’yı ilk gördüğümde; isteksiz, yorgun ve mutsuzdu. Elinde kocaman iki klasör dosyası ve filmleri vardı. Yaşına göre çok büyük, babaanne kıyafetleri içindeydi. Sesi derinden geliyor, zor duyuluyordu. Burada ne aradığını bile sorgulamamış, buraya sadece babasını mutlu etmek için gelmiş gibiydi. Elindeki dosyalardan ne kadar çok doktor dolaştığı belliydi. Belki de mutsuzluğunun sebebi buydu. Oturmasını rica ettim. Tüm hastalarıma yaptığım gibi önce ne iş yaptığımı, bu işlemin nasıl çalıştığını, yaptığım işlemin ona herhangi bir zararı olmayacağını anlatarak başladım. Hala bir ilgi belirtisi yakalayamamıştım beden dilinde. Tamamen tepkisizdi. Rüya’dan hastalığının nasıl başladığını, neler yaşadığını anlatmasını istedim. Hastalığı dört yıl önce aniden ortaya çıkmıştı. Şiddetli baş ağrısı yaşamış,bu ağrı dayanılmaz bir hal alınca acile gitmişlerdi. Yapılan tetkiklerde bir şey bulunamamıştı.
Daha sonra baş ağrıları tekrarlayarak devam etmiş ama sebebi bir türlü bulunamamıştı. En son BOS denilen ve kafa içi basıncını dengeleyen sıvıda artış bulunmuş, bunu boşaltmak için şant ameliyatı önerilmişti ama sıvıyı neyin arttırdığı bulunamamış, tekrarlama ihtimalinin olabileceği söylenmişti. Rüya’ya baktığımda onun neden böyle olduğunu daha iyi anlayabiliyordum. 18 yaşında yakalandığı bu hastalık onu çok yormuştu. Hastalığı ile ilgili ne hissettiğini sorduğumda önce üzgün olduğunu söyledi. Neden üzgün hissettiğini sorduğumda bana artık hiçbir şeyden zevk almadığını, bu ağrının onu yaşamaktan bıktırdığını, zaman zaman ölmeyi istediğini, hastalıklı olmanın artık onu utandırdığını, kendine kızdığını, öfkelendiğini anlattı. Yavaş yavaş Rüya’da duyguya ait izler çıkıyordu…
Devam edecek.
Görüşlerinizi yazın.