
Babamı Cezalandırıyorum, Anoreksiayım
02/03/2024
Ahmet’e İnansaydık Keşke
02/03/2024
Çocuklarımızın söylediği her şeyin, aksi ispatlanana kadar doğru olduğu düşünülüp dikkat edilmelidir. Normalin dışındaki davranışları her zaman bizim için sinyaldir. Onlar yaşadıkları dünyada tamamen bizim korumamıza ve güven vermemize ihtiyaç duyarlar. Maalesef o kadar çok tehlike var ki bu dünyada… Etrafımızda gördüğümüz sorunlu, hasta, uyumsuz, psikopat, katil insanlara bir bakın. Onlar da bir zamanlar çocuktular. Dünyaya gelirken masumdular. Sonra kirlendiler. Çünkü onları bu kirli dünyadan koruyamadık. Belki aç kalacaklar, açık kalacaklar diye dertlendik ama onların duygu dünyalarında neler yaşadıklarını fark etmedik. Kaçırdık bazı şeyleri. Bunlar öyle şeylerdi ki bu masum çocukları değiştirdi, masumiyetlerini aldı götürdü. Çünkü taşıyamadılar yaşadıkları stresleri. Bizler de anlayamadık onları, hissedemedik. Anlasak da, çözemedik, değiştiremedik kötü dünyalarını. O dünyayı yaşarken hissettikleri duyguları, düşünceleri, bedensel travmaları…
Suçlu sadece onlar mı? Hayır. Hepimizin ölmesini istediğimiz Özgecan’ın katili mi tek suçlu? Veya eşini, çocuklarını döven babalar mı? Evladını terk eden anneler mi? Hiç kendimize dönüp baktık mı? Düşündük mü biz neler kaçırmış olabiliriz çocuklarımızın hayatından? Onların istemediğimiz hatalarının altında aslında bizler de yok muyuz? Eminim Özgecan’ın katili de bu dünyaya gelirken tertemizdi. Herkes gibi…
Çocuklarımızı koruyamıyoruz maalesef. Özellikle çok korktuğumuz gibi kız çocuklarımızı değil sadece, erkek çocuklarımızı da koruyamıyoruz. O kadar çok cinsel istismara uğramış erkek çocuğu var ki ülkemizde. Hatta daha ileri giderek, belki de kızlardan daha çok diyebilirim. Çalıştığım tüm erkek yetişkinlerde az veya çok bu tarz cinsel travma veya tacizler vardı. Sonra etrafımıza bakıp, ‘Neden bu erkekler, dünyayı daha az yaşanılır bir yer yapıyor?’ diye soruyoruz ikiyüzlüce. Hep onlar tarafından kadınlar şiddete, tacize, tecavüze, kötülüğe uğruyor diye düşünüyoruz. Oysa bu sadece görünen kısmı… Güçlünün güçsüzü ezdiği bu dünyada, onlar da kendilerinden daha güçlü hemcinslerinin istismarına uğruyorlar. Daha küçücükken çocuk dünyalarında aldıkları bu yaralar, onları bozuyor, yaralıyor. Ortaya kötü eşler, kötü babalar, bağımlılar, psikopatlar çıkıyor.
İkiyüzlü ahlak anlayışımızla, sadece kadın bedenlerini tacize açık gören zihniyet, aslında en çok küçücük erkek çocuklarımızın tehdit altında olduğunu görmezden geliyor. Çünkü onların küçücük bedenlerinde masumiyetlerini simgeleyen bir zarları yok. Oysa bu tacize uğrayan erkek çocuklarımız, hayata kızlardan da kötü başlıyorlar. Ezilen bedenlerinin acısını, ezerek kapatmaya çalışıyorlar.
Bu tarz davranan erkeklerin geçmişine bakıldığında, mutlaka benzer travmalar görülüyor maalesef. Erkeklerin yaralanmaları daha şiddetli oluyor. Çünkü toplum bunu düşünmek bile istemiyor. Yok, kabul ediyor. Böyle travma yaşayan erkeklerin bir yanı hep karanlıkta… Hiçbir şey bu duyguyu aydınlatamıyor. Çünkü konuşmak bile tabu hala… Erkeklikleri bozuluyor…
Kızlarımızı koruyalım tabii ki, ama lütfen erkek çocuklarımızı da koruyalım. Unutmayalım ki tüm kızlarımızı bir gün onlara emanet edeceğiz…