fbpx
Kriz; “Boğulacağım Gibi…”

Kriz; “Boğulacağım Gibi…”

Kriz; “Boğulacağım Gibi…”

“Boğulacağım Gibi…” diyerek gelmişti bu hastam annesiyle. 22 yaşında, üniversite öğrencisi bir delikanlıydı. Yurt dışında okuyor, yalnız yaşayamadığı için annesi ile beraber kalıyordu. Aile parçalanmıştı bu yüzden. Kardeşi ve babası Türkiye’de, annesi ve kendisi yurtdışındaydı. Panik atağı vardı ve hep ölüm korkusu yaşıyordu. Ailesinin olmadığı yerlerde bu korkusu çok daha artıyordu. Türkiye’de bunu insanlara anlatmak çok zordu. Alay konusu olurdu mutlaka, koca adam ol ama üniversiteye annenle git! Bu yüzden yurt dışında okumak zorunda kalmıştı. Okulda annesi de olabilsin diye onu da aynı bölüme kayıt yaptırmışlardı. Orada böyle şeyler önemli değildi. Hatta hoş bile geliyordu insanlara. Ama artık okul bitiyordu ve dönmesi gerekiyordu. Buradaki insanların aynı anlayışta olmayacağı malumdu. Aldığı ilaçlar da çok fayda etmemişti. Annesi de tasdikliyordu, oğlunun sürekli panik atağı geliyordu. Eğer ortamda kendisi veya aileden birisi olmazsa çok ağır seyrediyordu. ilk 5. sınıftayken kriz geçirdiğini sonrasında da devam ettiğini söyledi. O güne kadar hiçbir sıkıntısı yoktu. Annesi çıkıp hastamla baş başa kaldığımızda hastama panik anında ne hissettiğini sordum. “Sanki ölecek gibiyim. Nefesim daralıyor, kalbim yerinden çıkıyor.” diye cevap verdi. Nasıl bir daralma olduğunu sorduğumda, “Sanki üzerimde binlerce ton ağırlık var. Nefes alamıyorum ve o an çok panikliyorum, yalnız hissediyorum. Bir daha ailemi göremeyeceğim, orada öleceğim gibi geliyor. Biliyorum saçma ama inanın öyle hissediyorum.” dedi. İlk krizi geçirmeden önce hayatında neler olduğunu hatırlamasını istediğimde, “O yaz çok güzeldi. Babamın yanına tatile gitmiştik. Babam yurt dışında çalışıyordu ve tatillerde o gelirdi. O yaz bizi çağırmıştı. Hatta annem ve kardeşim sonradan geldi. Ben bir ay önden gittim babamın yanına. Babamla çok güzel vakit geçirdik.” dedi. O yaz, onda boğulma hissi yaşatan bir şey yaşayıp yaşamadığını sorduğumda önce hatırlamadı ama sonra “Galiba yaşadım. Babamla maça gitmiştim, bir ara nasıl olduğunu hatırlamıyorum, bir kalabalığın içinde buldum kendimi. Babamı göremiyordum zaten boyum da kısaydı. Herkes tepemde kalmıştı. Bir şey oldu ve düştüm. İnsanlar üzerime yıkıldılar. O an çok korktum. Babam beni bulamadan öleceğim zannettim. Babam geldiğinde bir süre konuşamamıştım.” dedi.

O gün yaşadığı duygu tam da hissettiklerini açıklıyordu. Çalıştığımızda kriz anına tekrar gitmişti. Yaptığımız çalışma ile duyguyu boşalttığımızda çok rahatladı, “Sanırım sebebi buydu, kendimi hiç olmadığım kadar rahat hissediyorum. Sanki ciğerlerimin kapalı hücrelerine de oksijen gitti gibi.” dedi. Daha sonraki ziyaretlerinde de her şeyin güzel gittiğini söylüyordu.

Görüşlerinizi yazın.

Your email address will not be published.