Hata Yapmamalıyım
Eda hanım 30’lu yaşlarındaydı. Bankacılık sektöründe çalışıyordu. Bir yıl öncesine kadar her şey yolunda gidiyordu. İşini çok seviyordu. Çocukluğundan beri bankacı olmak istemişti. Babası da bankacıydı. İnsanların maddi sıkıntılarını çözmeye yardım ederken aynı zamanda manevi sıkıntılarına da ortak oluyordu. Dertlerini paylaşmak hoşuna gidiyordu. Arkadaşları ona takılsa da o, halinden çok memnundu. Sadece bu yüzden gişede kalmayı tercih etmiş, arka planda çalışmak istememişti. Her şey iyi giderken bir şeyler olmuştu ona. Önce ufak ufak başlamıştı. Yaptığı işlemlerde hata var zannedip işlemleri tekrar yapıyordu. Ama zamanla tekrar yaptıkları tatmin etmez olmuştu. Sürekli “Hata yaptım, tekrar saymam gerekiyor.” diye düşünüp başa döner hale gelmişti. Dolayısıyla işlemler uzuyor, önündeki kuyruk uzayıp gidiyordu. Herkes onun yoğunluğuna alışık olsa da değişmeyen yüzler ve artan mırıldanmalar onların da dikkatini çekiyordu mutlaka. “Müşteriler artık bir sıkıntı olduğunu anlayacak, müdürüm fark edecek.” diye her anı sıkıntıyla geçer olmuştu. Akşam eve gittiğinde sürekli o gün yaptığı işlemleri düşünüyordu, uyuyamıyordu, kilo kaybetmişti ve sürekli gergindi. Artık aşık olduğu işini bile bırakmayı düşünür hale gelmişti. Eda hanım bir yandan anlatıyor bir yandan da ağlıyordu. “Bakın aklıma, yine çıkarken yaptığım işlemde bir hata yaptığım düşüncesi geldi. Artık tamamen orada kalır aklım, sizin söylediklerinize konsantre olamam.” diyordu. Aslında farkında olmadan istediğimiz duyguya girmişti. Duygusuna yoğunlaşmasını sağlamak için ona işlemin gerçekten hatalı olduğunu düşünmesini söyledim. Onu en çok korkutan şeyin ne olduğunu sorduğumda, hata yaptığında müdürünün gözlerinde göreceği ifadeden çok korktuğunu söyledi. Bunu fark etmek çok şaşırtmıştı Eda hanımı çünkü ekonomik durumları çok iyi olmadığı için maddi zararın kendisini daha çok korkuttuğunu zannediyordu.
Yaptığımız çalışmada, bir yıl önce bu gözlerdeki ifadeyi kayınvalidesinde gördüğünü hatırladı. İstemeden yaptığı bir davranışla çok sevdiği kayınvalidesini çok kırdığını onun gözlerindeki ifadeden anlamıştı. O an “Keşke bu hatayı yapmasaydım, bir daha ilişkimiz eskisi gibi olmayacak.” diye düşünmüş ve çok stres olmuştu. Maalesef bu olay sonrasında bir kazada onu kaybetmişti. Onu düşündükçe hep canı yanıyordu. Eda hanımın kayınvalidesiyle olan bu anı onu sürekli hata yapmanın ne kadar kötü bir duygu yaratacağını hatırlatıyor ve hata yapmamak için sürekli tetikte olmasına sebep oluyordu. Beraber o güne ait tüm duyguları ve yaşadığı stresi boşalttığımızda çok rahatlamıştı. Kayınvalidesiyle yüzleşmiş ve ondan af dilemişti. Artık sorun kalmamıştı. Ertesi gün ve devamındaki bir hafta boyunca her gün teşekkür maili aldım. Her şey normalde dönmüştü. Keşke her şey bu kadar kolay olsaydı.
Görüşlerinizi yazın.