
Taping Mucizeleri
02/03/2024
Obsesyon – Susuz Kalma Korkusu
02/03/2024Psikolojik sorunlar ve hastalıklarla çalışırken, maalesef en büyük yaralarımızı çocukluk çağında, aile adını verdiğimiz ortamda aldığımızı gördüm. En güvenli olduğunu düşündüğümüz ortamda aldığımız yaralar, kişiliğimizi çok derinden etkiliyor. Bu koşulsuz güven ortamından gelecek darbelere karşı hazırlıklı değiliz ve tamamen savunmasızız. Ben buna ergenliği de katmak istiyorum. Çünkü çocukluk ve ergenlik döneminde, henüz hayata dair öğretilerimiz oturmamıştır. Yaşadıklarımızla duygularımız, duygularımızla düşüncelerimiz filizlenir. Bu kazanımlarımız, ilerdeki hayatımızı şekillendirir. O yüzden bu yaşlar çok önemlidir.
Ben çocuklarla ve gençlerle çalışmayı hep daha çok sevmişimdir. Onlar çok daha maskesiz ve yalındır. Duygularını anlatmak için sadece güven duygusuna ihtiyaçları vardır. Onlara yaptığınız her bir dokunuş, hayatlarını olumlu yönde tamamen değiştirebilir.
Bugüne kadar, çocukluk ve ergenlik döneminde izlenilen filmlerin, oynanan oyunların, çocuklar üzerindeki etkisini araştırmak için pek çok çalışma yapıldı. Çoğunda, şiddet içerikli filmlerin, çocuklarda benzeri dürtüleri harekete geçirdiği bulundu. Hatta pek çoğu için artık yaş gruplarına göre yasaklamalar getirdi. Gerçi, internet çağını yaşayan çocuklarımızın bu yasaklamaları ne ölçüde kabullendikleri malum… Ne kadar korumaya çalışsak da maalesef yeterli gelmiyor.
Burada anlatacağım vakalarda, sadece şiddet içerikli değil, masum gibi görünen izletilerin ve oyunların çocuklarımızın dünyalarını nasıl allak bullak ettiğini, farkında bile olmadan hastalıkların temellerinin atılmasına sebep olduğunu göreceğiz. Dünyada ve ülkemizde, çocukluk çağı hastalıklarının görülme sıklığında, pek çok faktörle birlikte, yaşanılan travmalar da tetikleyici faktör olarak üst sıralarda sayılabilir. Travma etkisi yaratan her türlü duygu, aynı tahribata sebep olacaktır.
Şimdi vereceğim örnekler size çok farklı gelebilir. Dikkat çekmesi açısından, uç örnekleri seçmeye çalıştım. Okurken endişelenebilir, bu kadarını nasıl bilebilirim diye düşünebilir ve kendinizi, ebeveynliğinizi sorgulayabilirsiniz. Tabii ki her şeyi kontrol etme şansımız yok. Bizler yetişkinler olarak, onlara yakın olabiliriz.
Duygularını paylaşmayı öğretebiliriz. Küçük kıvılcımları, yangına dönüşmeden yakalayabiliriz.