fbpx
“Ağrı” Beni Öldürüyor

“Ağrı” Beni Öldürüyor

“Ağrı” Beni Öldürüyor

Çok mutsuzdu. Hep uyumak istiyordu. Yaşamak artık ağır geliyordu ona. “Bu ağrı beni öldürdü, bütün kemiklerim ağrıyor. Ağrı kesici almasam yaşayamam. Kimse beni anlamıyor. Keşke dağ başında olsam da hiçkimseyi görmesem doktor hanım.” diyordu. Kendisine, romatizmal bir hastalık tanısı konulmuştu. Bu hastalığın tedavisi yoktu ve yıllar içinde daha kötü olacaktı. Doktorların hepsi aynı şey söylemişti. Kimse bunun nasıl bir duygu olduğunu bilemezdi. Bu ağrılara mahkum olmuştu. Nasıl bir duygu olduğunu sorduğumda, “Artık bir anlamı yok ki hayatımın ben, ben olamadıktan sonra… Bu hastalık benim görüntümü değiştirecek, kamburlaşacağım, çirkinleşeceğim. Nefes alamayacağım, ağrılarım günden güne artacak. Hiç umudum kalmadı artık.” diyordu. Tüm çevresinden uzaklaşmış, kendini eve hapsetmişti neredeyse. Bu durum, ailesini de çok üzdüğü için onu bana getirmişlerdi. Eşi aslında durumunun o kadar ağır olmadığını, doktorların hafif atlatacağını söylediklerini ama buna bir türlü eşinin inanmadığını söylüyordu. İlk günden beri en kötüsüne odaklanmıştı Fatma hanım.

Fatma hanımla yaptığımız çalışmada çocukken ninesinin benzer bir hastalığın olduğunu, ağrı yaşadığını, ona her bakışta çok üzüldüğünü, sürekli böyle yaşamaktansa ölse daha iyi diye düşündüğünü hatırladı. Sanki kendisi de ninesi gibi olacakmış gibi hissediyordu. Beraber ninesiyle olan günlerine gittiğimizde aslında ninesinin çok mutlu bir kadın olduğunu, hayatını hep gülerek geçirdiğini, ona ait çok da mutsuz an hatırlayamadığını görmek çok şaşırtmıştı Fatma hanımı. Çocuk duygusuyla, her şeyi yanlış yorumlamış ve hissetmişti. Duygularını tekrar düzenleyip rahatlattığımızda Fatma hanım çok hafiflemişti. “Sanki üzerimdeki o yük kalktı, yaşam yeniden güzelleşti gibi.” diyordu.

Görüşlerinizi yazın.

Your email address will not be published.